...bütün ihtimalleri altüst ederek birden sabahıma doğuşun yok mu hani ...yine ...yeniden ...yaşamadığımın anısını canladırarak gözlerimde.
...ve bana yaşattığın kaçıncı film şeridi tekrarı bu bilmiyorum hayatımın geçtiği gözlerimden... Başrolde sen!

23 Eki 2012

sadece gel..



.......ne sensiz bir parçamın akıbeti belli kalır bende ne de bir sensiz ben var olabilrim..
 bir durakta hiç bir dolmuşu beklemeden amacsızca beklerken dahi
 seni beklediğimi farkediyorum...                   
sonra donarcasına usuyorum yokluğundan arta kalanımla         
                    kalp sancılı saatlerimde..        
GEL!!                 
          ..deli gibi titrerken deli gibi özlüyorum sıcaklığını...!!!

18 Eki 2012

çok mu tuhaf?



....ve çok tuhaf di mi? sarhoşluğun esiri gibiyim. alkol yerine damarlarımda dolaşan sek aşk nelere kadirmiş... bunun ne olduğunu bilebildiğim sanılmasın. aşk ayyaşı olduğumu iddia edecek kadar sarhoşum ve belki hiç aşkı tatmadım... bilmemek kalbe nasıl bir ızdırap yaşatmış olacak ki belki de onun sendelemesi sarhoşluğu yaşatır.
evet bilmemek... duvara yaslı bir elin ardında ne olabileceğini dahi bilmekten aciziz. belki çok da alakasız olmayacak bir şekilde bilmemenin sınırsızlığına açılan bir kapı aralığı olarak bilinebilir bu... sonsuz bilinmeyene adım attığın her anın yaşattığı travma gibisi yok. ve en çok da neyin kafasında olduğunu bilmemek durumu iyi gelir bu travmatik hallere... o halde siz siz olun neyi bilmediğinizi çok bilme peşinde olmayın. -bunu söylemeye haddim varsa.


korku mu?

  
  
     saçma sapan işerin peşinden başımı kaldıramıyorum.. bir boş gezenin boş kalfalığı saatinden  yazıyorum dost.. ve dostlukların dost kalmaması benim için korku vesilesi olmuyor değil artık.. sadece bukadar.. sadece bu... korku....
 ...bak işte bir sokak karanlık ve boş! kimsenin ayak basmayacağı kaldırımlarım olsun ister miyim?