...bütün ihtimalleri altüst ederek birden sabahıma doğuşun yok mu hani ...yine ...yeniden ...yaşamadığımın anısını canladırarak gözlerimde.
...ve bana yaşattığın kaçıncı film şeridi tekrarı bu bilmiyorum hayatımın geçtiği gözlerimden... Başrolde sen!

30 Mar 2012

yaşıyor gibiyim



nasıl ellerim boşlukta anlatamam.. bir akşam üzeri uyandığınızda yağmur sesinin karşılaması gibisi yokmuş meğer.. müzik flan da eşlik etmemeli sadece yağmur olmalı mesela.. hafiften için ürpermeli sonra.. sonra kalbinde sıcaklığı duyulan birileri göstermeli varlığını..
heh işte her şey tamam da ben burda biraz sorun yaşadım.. hala içimde bir ürperti arkadaş, 'kışın ortasında gibi battaniyelere mi gömülmeli?' demeye kalmadan bunun telafi olamacağını anlıyorum.. kendi titrek hallerime rağmen köşeme pusmuş yağmurun tadını çıkarmaya çalışıyorum.. köşemde hayatın tuturduğu ritme kulak misafiri oluyor gibiyim.. hayat üzerimize çarklarını döndürürken açık veriyor gibi bulutlarıyla.. üzerimize düşen yağmur damlalarının her biri tenime düşüyormuşçasına yaşadığımı hissediyorum.. üşüyorum.. evet evet yaşıyor gibiyim.. nefes nefese seni özlüyorum.. yaşadıkça geç kalmışlığın yükü yıkılıyor omuzlarıma.. seni özlemek için nefes alıyorum.. özledikçe yaşıyorum.. yaşadıkça yıkılıyor yılların üzerime.. yıllanmış nefessizliklerim yarınlara yorgun gözlerle bakmam vesilesi artık, velhasıl her yaşam belirtisinde ölüm buluyorum..

28 Mar 2012

küçük dünyalar

kafamda olgunluğa erişmemiş cümlelerim var.. bu yüzden kalame dökülemeyen cümleler.. sadece bunu söyleyebiliyorum.. meğer hiç büyümemişim, kendi küçük dünyam büyük göstermiş beni.. dışarıya başını uzatmaya gör..  olanca varlığıyla asıl dünya yüzüne vururmuş küçüklüğünü..  kendime ne anlatır bu bir kaç satır hiç bilmiyorum.. şimdi anlattığım anlamsızlığı anlayabileceksem ne mutlu olurmuş bana..
küçük dünyalarında kurulmuş nice mekanik insanlar gibi nihayetlenmez umarım gidişâtım.. bu da benim bana temennim olsun...

anlık anlardan biri

nasıl anlatılır ki.. huzur eşiği nedir diye düşünüyorum.. dakika dakika değişiyor bu.. sonra şiir yazmak istiyorum mesela yazdığım zamanlarki ânı yakalayamamış olacağım ki bir şey gelmiyor içimden.. öyle kalıyor kalem gönül ucumda.. kelimeler düğüm düğüm buğazımda misali gibi kördüğüm kalıyorum masa başında.. belli bir masa başım da yok hani temsili olarak belirttiğimi de belirtmiş olayım..
hatırlarında bir hatrı kalmamış gibi kendimi avuttuğumu hissediyorum çarpma çırpma muhabbet müsveddeleriyle..
bu gece yazılcak çok şey var gibi.. geldikçe dökülüyorum.. her anlık durum bildirimi niteliğinde.. kimsenin ilgisini çekmeden ve kimseyi ilgilendirmeden ayrıca...
anlık anlar'dan ne anlaşılır bilmiyorum. iki anlamlılık oluşturdu yanyana böyle gelince bu iki kelime.. anlık anlar sonra anlamaz anlamı da var mesela inceden :) evet bu komik biraz belki kimsenin çıkarmayacağı bir anlam şekli ama biraz da olasılıklar üzerinden düşünmekte fayda var gibi düşünüyorum..

          başka bir gecenin bir başka köründe umursamazlık havasına kapılmış kendince vakit geçiriyordu.. gecenin içinde kendinden başka yankılanan başka bir ses yine mutfaktan geliyor gibiyidi.. bunun dışındaki bütün etkenlerde duyarsızlığı yakalamış gibiydi.. bu gece buna dahi tahammül edemeyecek olduğunu düşünümüş olacak ki kalkıp susturmak düşünceleri gezindi kafasında.. bu geceyi farklı yapan herhangi bir şey olmamasına karşın bunun normal insan davranışı olacak olması ağır basmaktaydı ve öyle yaptı.. 
yatağına döndüğünde biraz üşüdüğünü hissetti ama buna aldırmadı.. bir şeylere duyarsızlaşma alışkanlığı edinmesi durumundan tedirgin olsa da bir süre sonra buna da aldırmadı.. sustu.. kendi sesizliğinin biraz sonrasında bilgisayar ekranı ışığıyla komidindeki sigarasını yokladı ve paketinden bir dal çekip kibritini aldı.. gecenin belli belirsiz karartıları içinde kaybolmuşçasına ağırdı.. ve dakikaların bir okadar belli belirsiz ve dingin ilerlemesinin sinir bozuluğunu farketmek kaçınılmazdı elbette.. kendi zamanının tadını kaçırmamak adına yine sustu.. sustu...
bir nefeste tükenmiş gibi gelen sigarası manasız bir eksiklik hissetme vesilesi oldu.. gecenin eksikliğini gidermesi adına bir radyo açıverdi ses alamamıyı umursamadan.. bu gecenin adı umursamamazlık olmalıydı belki ama okadar umursamazdı ki bir isimi olmasını dahi umursamadı.. öylesine bir geceydi işte.. gözlerinde uyku kalbinde aşk olmayan sıradan bir gece..

25 Mar 2012

yaş işte..

bir yaş süzülsün göz kıyısında usulca.. kimseye hissettirmeden varlığını... böyle bir yaşda neler gizlidir kimse bilemez heralde.. yaşın süzüldüğü göz bile...

24 Mar 2012

itiraf gecesi

bu geceyle ilgili bir şeyler karalamam gerektiğini düşündüm.. bu öyle bir gece ki öyle bir gece işte afillendirmenin alemi yok şimdi. sigaranın boğazımı yakması da gecenin bu saatiyle ilgili herhalde.. çakma küllüğüm de sorun çıkarmakta.. bu gece.. biraz büyümüşüz dedim.. kapalılığım yüzüme vuruldu haklı olarak.. ama sonra bir silkinip kendime gelebildim, her şey benim açımdan açık olabildiğince dile geldi..
03.47 / 24.03.12 itibariyle hatrımda olacaktır eminim..
  
uykusuzluktan gözlerinin şiştiğini hisseder gibiydi ama direniyordu.. nedenini düşünme tenezzülü bile göstermedi kendine.. sadece ekrana baktı, olanları geçirdi aklından.. bir önceki geceye kıyasla daha aydınlık bir gecenin içindeydi daha geç bir saat olmasına rağmen.. odanın aydınlığında bütün ayrıntıları seçebiliyordu bütün karışıklığıyla.. bu göz gezdirme esnasında toparlanması gerektiğini düşündü yaklaşık onuncu kez.. gece yarısı gibi erken uyuyacağına dair düşüncelerinin suya düşmesi bir huzursuzluk vesilesi olması aksine oldukça sakin edalıydı.. saatler süren konuşmanın ve düşünce çokluğunun yorgunluğu vardı bu kez.. sadece uyumak istediğini fark etti.. yeltendi.. şarkıya kulak verdi.. tutunacak bir dal bulmuşçasına omuzlarındaki yükle doğruldu yatağında.. düşündü.. düşündü.. şarkı bitti..



23 Mar 2012

aman ne bileyim ben

mutlu-mutsuz çoğunlukla yalnızlıklı bir geceden yazmaktayım yine yalnızlıklarıma.. hep ne desem boş gelir saatlerinde yalnızlığıma atıflar yapasım gelir hani yine öyle bir zaman dilimini paylaşıyorum.. neden yalnız hisseder insan sorusunun cevabını bukmaktaki kolaylığım beni korkutur derecede oldu sayılır.. neler neler anlatmak istiyorum şu an bilmiyorum.. böyle anlık satırlar oluşturmayı sevmişimdir hep.. belki ilerde satır aralarında kendimi görebileceğim satırlar oluyordur bunlar, şimdi aynada bile göremiyorum kendimi.. anlık durum bildirmesinin tek sıkıntılı yanı işte sağlam olamayan bir giriş sonrasının da sağlam olamayışı.. neyse idare edilebilir nasılsa depresif bir idari bilimler fakültesi öğrencinin kaleminden dökülen herangi bir satır akademik değer ifade etmez.. bunun rahatlığıyla ve rahatsızlığıyla giydirip geçiştirmekte vardı aslında fakat okadat kontrol dışı değilim henüz.. "aman ne bileyim ben" başlığı güzel oldu gerçekten.. durum ifadesi bundan ibaret denilebilir.. ama dikkat ettimde yazdıklarım anları yeterince ifade etmiyor belki biraz daha açıklayıcı olmam gerek bir resim oluşması açısından..
     bilgisayar ekranı ardında kalan her yer zifiri karanlık görünüyordu.. sadece bir elektronik aletin yeşil kırmızı ışığı gözünü alıyordu karanlığın koynunda.. yalnızlık hisleri içinde olması kaçınılmazdı belki de.. tek başına teoman şarkıları dinlenilen karanlık bir geceden ne beklenilebilirdi ki! uzun uzun ekrana baktı ve bunu düşündü, mutfaktan gelen buz dolabı gürültüsüne ve kafa uğultularına okadar duyarsızlaşmıştı ki kulağında yalnız teoman yankılanıyordu.. sabah erken kalkacak olmasına aldırmadan bir kaç saatini daha böyle geçirebilrdi mustafa.. böyle bakınca durumundan çok da şikayetçi olmuş biri gibi görünmedi gözüne.. dizlerinin üstünde bilgisayara eğilmekten sırtı ağrınca şöyle bir doğrulup omuzlarını gerdirdi.. sigarasına göz atmaktanda alamadı kendi karanlığın içinde seçmeye çalışaraktan.. göremedi, kendide karanlığın içinde o sigara paketi kadar belirsizdi beliki.. hatta belki gündüz bile o sigara paketi kadar belirsizdi.. ama bunu düşünmek istmedi teomada kulak vererek.. teoman düşünme diyince düşünmedi.. omuzlarındaki battaniyenin giderek ağırlaştığını hissetti, ne olduğunu anlamadan geçen dört yılın ağırlığı gibi hissetti omuzlarının bu hafif yükünü.. artık hafif olmaktan çıkan bu yükü omuzlarından düşürmek için yeltendi fakat adete vucudu direndi kendine.. temsili yük temsil ettiklerinde daha ağır çekti diyerek gülümsedi kedine, öyle kaldı.. öyle kalmaya devam ediyor sırtının olanca ağırlığıyla...

21 Mar 2012

ulaşılır olmak

kendini çok düşünmeyen(az bencil) herkes böyle düşünmeli gibi.. kimse ulaşılamaz değildir... hani.. neyin kasıntısında olduğunu anlamadığım bazı şahısları çözümlemek üzerine düşüncelerden sonra düşünür oldum böyle... "derdiniz nedir abi!"(argo tabir eki olarak) diyerekten bi havalarına karışasım gelir her seferinde.. ciks giyimli hanımefendilerden bahsediyorum hani burunlarının dikine gitmek zorunda kalan(tamamen gerçek anlamda burun dikine gitme eylemi olarak.)
ne kadar başarılı bir giriş oldu bilemiyorum ama burdan gelmek istediğim mevzu benden bir düşünden ibaret. amiyane tabirle hayatından çıkardığın birilerini doğrudan olarak hayatından uzak tutumak bir ulaşılamazlık etkisiyle durumu kolaylaştırmıyor bence. bunun yerine doğrudan sıradanlığı koruyarak ben burdayım ama senle değilim mesajı vermek en makûlü gibi görünüyor.. alttan alltan ver mesajı :)

17 Mar 2012

kimi uzak..

kimsine uzak kimisine yakındır mesafeler.. mesafe tanımayan gönüllere boştur uzaklık ifadeleri..

bunun devamı olacak birkaç satırı silmek suretiyle yazıdan uzaklaşmış oldum bir hayli ve ne yazık ki benim için uzak hala uzak... mesafe tanımayacak kadar bir gönlün sıcaklığına düşmediğimden belki.. uzaklar uzak.. bekleyen gerçek yakınlıklar karşı koyulmaz derecede karşımda.. güle oynaya bir zamanlar uzak gibi görünün duvarlara toslamaya gidiyorum zaman trenin raylarında.. kimi uzaklıklar okadar uzak değil.. kimi uzaklıklar yakından daha yakın.. kimi bir adım.. kimi bir kaç gün.. kimi bir kaç ay yüz üstü düşürecek bir duvar.. kimi peşinden koşulan kimi ulaşılması istenmeyen bir kısım uzaklıklar.. peşinde abudik gubidik mesafeler alınan..

16 Mar 2012

gece vardiyası

evet bir gece vardiyasının köründen sesleniyorum.. burası zifiri karanlık.. karanlığın peki..  dilimin döndüğünce kendimden bir dirhem benin ta kendisi.. ben derken hiç bir zaman açık vemediğim kadar açık vermemek niyetindeyim yine bu gece...
böyle konuşarakda neyi elde etmeye çalışıyosam bilmiyorum.. belli bir izleyici kitlesine sahip olunduğunda belki böyle gizemli tavırlıklı kelimeler sarfedilebilir.. hani o zaman bile sarfedilir mi? bundan bile emin değilim..
neyse bu böyle kaynayıp gitmiş olsun biz de kendi yağımızda kavrulup gidiyoruz nihayetinde... böle yazarken kendi hevesimi kaçırdığım durumlarımı da hiç sevmiyorum.. hi evet işte blog yazısı böyle bişey olmalı onu seviyorum bunu sevmiyorum ondan bundan biraz olsun şundan olmasın filan... sanırım burdan biyerden bir popilerlik yakalayabilirim.. hani öyle bir arayış içinde olduğum düşünülmesin de bu akımın tesiri altından kalmışlığın neticesi olarak bana da vurur belki bi'yerden...
tamam bütün bu gevezeliğin üstüne itiraf ediyorum bir arkdaşla olan uyku üzeri muhabetinden cevap beklerken can sıkıntısı durumunda karalanmış satırlar oldu biraz bunlar.. ama olsun fena mı oldu içi dökmüş değilde aklımdan bir miktar dökülmüş olanları paylaşmış oldum.. saygılar...

15 Mar 2012

SABAH İŞTE

HAY AKSİ SAATLER BUNLAR MİDE AĞRIMDAN KURTULAMADIM GİTTİ.. SEVGİLİ BLOG(hep böyle yazmak istemişimdi) BU GÜN OKULDA OLMAKLA OLMAMAK ARASINDA KARARSIZLIK YAŞIYORUM.. DAHA ÖNCE HİÇ BUKADAR GEÇERLİ MAZERETİMDE OLMAMIŞTI HANİ.. NEYSE BOŞ YERE ÇENE ÇALMANIN BİR ALEMİ YOK GİBİ.. ESAS OLARAK BU CAN SIKINTILI DURUMUN İÇİNDE ÇAYIMIN OLMASINI BEKLERKEN VAKİT GEÇİRMEKTEYİM.. BU KİMİN UMRUNDA OLUR Dİ Mİ? E OLSUN NEDEN BİRİLERİNİN UMRUNDA OLCAK BİR ŞEYLER KARALAMAM GEREKSİN Kİ? BUNA BELKİ DAHA ÖNCE DEĞİNMİŞİMDİR GERÇİ YENİ KEŞFEDİLMİŞ BİR ŞEY DEĞİL DE ANLIK AKILIMDA BULUNANLAR BUNDAN İBARET HANİ BU HASTALIK DURUMUNDAN SONRA... BÖYLE KOCAMAN KOCAMAN YAZMAK NASIL BİR İZLENİM GETİRİR BİLEMİYORUM.. HALA YAZDIKLARIMI DÖNÜP DÖNÜP OKUMAMA KARARIMIN UYGULAMASINDAYIM.. NEYSE ÇAY OLMUŞTUR SANIRSAM...

14 Mar 2012

hastalıklı

eh biraz hasta mı oldum ne bütün gece kurtulamadığım bir rüya kurgudan dolayı yatakta dönüp durdum.. daha sonra abiyane tabirle motoru bozduğumu anlamak çok uzun sürmedi.. biraz daha dikkat edilmeli.. kışın belki son dakikalarında topu ağlarımızda bulduk... hala biraz baş ağrılıklı sancılı bir durumların içindeyim hastaneye gitmeye direnme sürecim devam ediyor..
ben bunu atlatmalıyım.. bunu hemen atlatmalıyım nasıl olcak bilmiyorum ama atlatmalıyız..

11 Mar 2012

ne garip



her sabaha özleyerek uyanıyosun sonra bir bakmışsın yoksun.. şarkılarda yaşar olmuşsun..

8 Mar 2012

astigmat

bu ağrıdan ölmek üzereyim.. kendime astigmat teşhisi koydum fakat teşhis etmek bir işe yaramadı tabi geçerli bi tedavi şart.. önceleri migren olduğunu düşünürdüm hani oldukça moda falan ama astigmat da fena değilmiş.. benden sora moda anlamında bir ivme katedeceğine kesin gözüyle bakıorum.. şimdi olmasa da ben bu ağrıdan rahmetli olunca kaçarı yok.. sol gözümü koca bir ağrı öbeği olarak hissediyorum vurup kafayı yatmalı..

6 Mar 2012

ödev sonrası

evet yıkılmışlık psikolojisinde tutunacak bir dal aramaktan bahsediyorum tam da şimdi.. ve evet ödev delisi oldum resmen; altı sayfa yazmış olmanın verdiği bitkinliğin bünye sendeletmesinin biraz sonrasının halindeyim..

5 Mar 2012

şöye böyle

beni hiçbir yerde tutan hiçbir şey yok dramasının tam ortasındayım.. ve perde kapanacak ve son bulacak tutunamayışlarım...  evet bunu sevdim ve bunun dışında herangi bişey anlatma ihtiyacı duymuyorum bu sıralar.. ve kişisel ekonomik buhranım aynen devam ediyor öyle ki tek tük dal arkadaş sigaralarıyla idare ediyorum o derece yani.. oluyor böyle hani ekonomik buhramlar sedece devletleri veya toplumları vuracak değilya..
bir şeylerden bahsedeceğime dair şeyler söylemiş olabilrim de ne olduğunu hatırlamıyorum şimdi çok umrumda da değil.. buraya daha santsal ifadeler serpiştirmek isterdim aslında fakat gelin görün ki hiç onun kafasında değilim boş boş hiç bir şey yapmayışları tercih edeciğim nerdeyse bir çabalamalarda bulunmaya neyse ki durum okadar vahim değil.. hala umut vadediyorum diyebilirm kanımca.. şöyle böyle bir halin halindeyim diyelim.. karlı kayın ormanında yürüyorum geceleyin...