...bütün ihtimalleri altüst ederek birden sabahıma doğuşun yok mu hani ...yine ...yeniden ...yaşamadığımın anısını canladırarak gözlerimde.
...ve bana yaşattığın kaçıncı film şeridi tekrarı bu bilmiyorum hayatımın geçtiği gözlerimden... Başrolde sen!

23 Mar 2012

aman ne bileyim ben

mutlu-mutsuz çoğunlukla yalnızlıklı bir geceden yazmaktayım yine yalnızlıklarıma.. hep ne desem boş gelir saatlerinde yalnızlığıma atıflar yapasım gelir hani yine öyle bir zaman dilimini paylaşıyorum.. neden yalnız hisseder insan sorusunun cevabını bukmaktaki kolaylığım beni korkutur derecede oldu sayılır.. neler neler anlatmak istiyorum şu an bilmiyorum.. böyle anlık satırlar oluşturmayı sevmişimdir hep.. belki ilerde satır aralarında kendimi görebileceğim satırlar oluyordur bunlar, şimdi aynada bile göremiyorum kendimi.. anlık durum bildirmesinin tek sıkıntılı yanı işte sağlam olamayan bir giriş sonrasının da sağlam olamayışı.. neyse idare edilebilir nasılsa depresif bir idari bilimler fakültesi öğrencinin kaleminden dökülen herangi bir satır akademik değer ifade etmez.. bunun rahatlığıyla ve rahatsızlığıyla giydirip geçiştirmekte vardı aslında fakat okadat kontrol dışı değilim henüz.. "aman ne bileyim ben" başlığı güzel oldu gerçekten.. durum ifadesi bundan ibaret denilebilir.. ama dikkat ettimde yazdıklarım anları yeterince ifade etmiyor belki biraz daha açıklayıcı olmam gerek bir resim oluşması açısından..
     bilgisayar ekranı ardında kalan her yer zifiri karanlık görünüyordu.. sadece bir elektronik aletin yeşil kırmızı ışığı gözünü alıyordu karanlığın koynunda.. yalnızlık hisleri içinde olması kaçınılmazdı belki de.. tek başına teoman şarkıları dinlenilen karanlık bir geceden ne beklenilebilirdi ki! uzun uzun ekrana baktı ve bunu düşündü, mutfaktan gelen buz dolabı gürültüsüne ve kafa uğultularına okadar duyarsızlaşmıştı ki kulağında yalnız teoman yankılanıyordu.. sabah erken kalkacak olmasına aldırmadan bir kaç saatini daha böyle geçirebilrdi mustafa.. böyle bakınca durumundan çok da şikayetçi olmuş biri gibi görünmedi gözüne.. dizlerinin üstünde bilgisayara eğilmekten sırtı ağrınca şöyle bir doğrulup omuzlarını gerdirdi.. sigarasına göz atmaktanda alamadı kendi karanlığın içinde seçmeye çalışaraktan.. göremedi, kendide karanlığın içinde o sigara paketi kadar belirsizdi beliki.. hatta belki gündüz bile o sigara paketi kadar belirsizdi.. ama bunu düşünmek istmedi teomada kulak vererek.. teoman düşünme diyince düşünmedi.. omuzlarındaki battaniyenin giderek ağırlaştığını hissetti, ne olduğunu anlamadan geçen dört yılın ağırlığı gibi hissetti omuzlarının bu hafif yükünü.. artık hafif olmaktan çıkan bu yükü omuzlarından düşürmek için yeltendi fakat adete vucudu direndi kendine.. temsili yük temsil ettiklerinde daha ağır çekti diyerek gülümsedi kedine, öyle kaldı.. öyle kalmaya devam ediyor sırtının olanca ağırlığıyla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder