...bütün ihtimalleri altüst ederek birden sabahıma doğuşun yok mu hani ...yine ...yeniden ...yaşamadığımın anısını canladırarak gözlerimde.
...ve bana yaşattığın kaçıncı film şeridi tekrarı bu bilmiyorum hayatımın geçtiği gözlerimden... Başrolde sen!

13 Şub 2012

rahat rahatsızlığı...



hiçbir psikolojik ya da travmatik durumun kıyısında kenarında olmadığımı farkettim.. bu durup durup kendine 'aa benim hiç psikolojik sorunum yok' demek değil tabiki. bunu diyecek olmak bir pskolojik sorun teşkil ederdi sanırım:) hani bunu daha açık nasıl ifade edebilirim bilmiyorum. bu günlerde oldukça durağan, şok trentler göstermeyen bir hayat çizgisinde seyrediyorum diyebilirim. beni bunalıma sürükleyecek bir şeyler olmuyor. bundan şikayetçi oluyormuşum gibi olmasın da hani böyle durup düşünürken kafayı takacak bir şeylerin olmamasının bir can sıkıntısındayım sanki.. buna daha basit bir tabirle 'rahatın batması' da diyebiliriz.. kendimi bir şeylerden uzak tutmanın neticesi olabilir sanırım. "neden uzak tutumak?" mı? buna verecek net bir cevabım olsa inan esirgemezdim. genel olarak bir kendine çekilmişlik denilebilir.. kendi halindeliğin başgöstermesi durumu işte.. bu da bir süreç olsagerek. şimdiye kadar hangi süreçlerden geçtiğimi kestirebilmek zor.. bir zaman dilimi sonra geriye bakıldığında tam olarak farkında olunabileceğini düşünüyorum. kendimi görebileceğim bu birkaç satır belki birkaç ay sonra bu süreci izlememi sağlayacak.. kendimi programladığım düşünülebilir ve kimse bir programa dahil olmadığımızı ispatlayamaz.. program içinde program... belki bu da benim programımın bir parçasıdır? bunun farkında olunabilir mi bilmiyorum...
konu buraya gelmişken İnception' dan bahsetmek isterim. son zamanlarda bana ilginç gelen filmlerden biri oldu. rüya içinde rüya ve gerçek gerçeklik ironisi çok düşündürücü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder