hani hiç bir şey kalmadı senden
kendime gülüyorum..
bir çıkmaz da değilim sende
tek kelime boşa sarfetmek istersem ne zaman
sözüm olsun seni anıp durup,
durup gülüp dururum..
kendime gülüyorum..
bir çıkmaz da değilim sende
tek kelime boşa sarfetmek istersem ne zaman
sözüm olsun seni anıp durup,
durup gülüp dururum..
*tınısında bir melodik bir şeyler var hayatın., tik tak tik tak...
*"kendimi anlamam yetmez mi? neden birileri tarafından anlaşılmaya ihtiyaç duyar olur ki insan? peki ben anlıyor muyum kendimi...?" gecenin gündemi bu olmalı... evet an itibariyle kendimi bu çıkmazda bulunması olası insancıklara hizmete adıyorum. insanın kendini bilmesi ilkesi herkesin yaşımının belli bir evresi olmuştur sanırım. -uzunlu kısalı- 'kimsin sen?' sorusuna verecek sağlam bir cevabınız olsun beyler. bu sorunun anahtarı budur. anahtar sizsiniz!
bundan bahsedince aklıma gelen ilk şey Sofie'nin Dünyası adlı kitap oldu. daha başlarında çarpıcı sorgulamalara yer verilmesiyle beni kendine çekmeyi başarmıştı kitap. ilk soru bizim anahtar: "kimsin sen?". gerçekten benim için etkileyici bir başlangıç olmuştu. ne yazık ki bu kitabı henüz bitiremedim. ara vermek zorunda kaldım ve henüz tekrar kendimi kaptırarak başlayabilmiş değilim. başlar başlamaz bahsetmeyi düşünüyordum aslında. yüzeysel felsefik görüşlerin anlatılmasının yanısıra derinlemesine düşüncelere de götürebiliyor okuyucusunu Sofie'nin Dünyası. marx' ın yaklaşımlarındaydım en son. şimdi tam olarak hatırlayamamanın verdiği merakla sanırım hemen okumya koyulacağım. size teşekkür etmeliyim :) keyif verecek bir parça neden olamsın di mi?..(:))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder